Golf her yaştan, her oyun düzeyinden insanın birbiri ile oynayabildiği tek spordur.
Golf bir tutku, bir yaşam biçimi ama en değerlisi dostlarla birlikte daha da güzel. Paylaşılan anlar, kurulan dostluklar, tatlı sohbetler, biriktirilen onlarca anı. Sahada, kulüpte, turnuvalarda, etkinliklerde beraber olmak paha biçilmez bir birikim.
Fikret Öztürk, yalnız iyi bir golfçü değil aynı zamanda ülkemizde golfün gelişmesi için büyük emekler vermiş halen de bu konuda fedakarca çalışmakta olan bir duayendir. Antalya, Belek bölgesinde bulunan ve Avrupa’nın en iyi golf sahalarından olan REGNUM CARYA ve NATIONAL GOLF KULÜBÜ ile REGNUM ANKARA GOLF KULÜBÜ VE BODRUM REGNUM GOLF COUNTRY, Öztürk Ailesi’nin özenle koruyup geliştirdiği ender sahalardır.
Fikret Öztürk
Benim için golf demek sağlıklı yaşam demek, doğayla içiçe olmak demektir. Bir insanı yakından tanımak onun karakteri ile ilgili bilgi sahibi olmak istiyorsan onunla birkaç delik golf oynamak yeterlidir.
Türkiye’de golfün gelişebilmesi için diğer ülkelerde olduğu gibi bizde de Belediye’lerin halkın ücretsiz gelip oynayabileceği golf sahaları yapması ve okullarda golf sporunun çocuklara sevdirilmesi gerektiğine, gençleri kötü alışkanlıklardan, telefon, bilgisayar başında saatlerce oyalanmaktan kurtaracağına, hayat boyu karşılaşma olasılığı olmayan büyükleri ile tanışıp birlikte golfün kazanımlarını paylaşmak fırsatı sağladığına inanıyorum.(Tiger Woods dahil dünyanın en ünlü golfçüleri ile tanışma, golf oynama fırsatım oldu)
Çünkü golf her yaştan, her oyun düzeyinden insanın birbiri ile oynayabildiği tek spordur.
Nurten Öztürk
Golf sporu ile tanışıncaya dek Fikret Bey ile birlikte yıllarca her tür sporu severek yaptık. Ama golf bir başka. Hele doğa tutkunu ve yaşamınızda heyecan eksik olmasın diye düşünüyorsanız. Pek çok kişi golfün durağan ve yaşlı sporu olduğunu düşünür. Bazıları ya beceremezsem diye korkup bahaneler üretir, bazıları da elime bir golf sopası verseler bende vururum diye özgüven girdabına kapılır. Ben de ilk vuruşa cesaret edinceye kadar çok kolay olduğunu düşünen grupta idim.
Silivri Golf Sahası’nda Fikret Bey’in 3 parlık bir delikte 9 numara ile uçurumu aşarak bayrak deliğine koşan topuna imrendim.
Ben de deneyebilir miyim deyip elinden sopayı keyifle aldım. Golfçü pozisyonuna geçip sopaya var gücümle asıldım. Sopa uçmuştu ama top yerinde alay edercesine bana bakıyordu. Utanarak geri çekildiğimde kararımı vermiştim. Bu yenilgiye mahkum olmaktansa başarının hazzını her vuruşta yaşamalı, kendi kendimle yarışmalıyım diye düşündüm. Gündüz oyunu ile yetinmeyip geceler boyu rüyalarımı golf ile doldurdum. Golf bir virüs gibi girmişti yaşamımıza. İşten artan tüm zamanlarımızı çalan bu sporun tutkunu olmuştuk.
Bize eşlik eden caddyleri, iyi oynayacağına inandığımız gençleri destekleyip yurt içi, yurt dışı eğitilmelerini üstlendik ve ülkemizi bu alanda en iyi şekilde temsil etmelerini istedik. Daha iyi sahalarda oynamak arzusu kendi sahalarımızı yapma ve ülke turizmine katkı sağlama arzusuna dönüştü. Hobilerimiz işimiz oldu. Sahalarımızın yapımından bakımına her detayı ile ilgilendik ve geliştirdik.
Golfçü sayısının giderek artması ve uluslararası turnuvalarda öne çıkan golfçülerimizin olmasını, sahalarımızda golf oynayan yabancı sayısının artmasını ve turizme daha çok katkı sağlamasını arzuluyoruz.
“Yaşadığın yeri cennet yapamıyorsan kaçtığın her yer cehennemdir” düşüncesi ile hem kendimize hem de ülkemizin güzel insanlarına hak ettikleri cennetin kapılarını açmaya çalışıyoruz.
